Kısırlık ve Beslenme İlişkisi

KISIRLIK VE BESLENME İLİŞKİSİ

 

Gebelikten korunmaksızın, bir yıl süreyle düzenli bir cinsel yaşama rağmen gebe kalamama durumuna kısırlık( infertilite)denir. Ortalama her altı aileden biri infertiliteden etkilenmektedir. Gebelik birçok faktörün bir arada olması ile gerçekleşir. Sorunu olmayan çiftin, aylık gebe kalabilme oranı % 20-25 olup bu oran bir yılsonunda yaklaşık % 85’e ulaşmakta, 2 yılın sonunda ise % 90’nı geçmektedir. Gebelik oluşumu için; yumurtalıktan atılan sağlıklı bir yumurtanın, erkeğin sağlıklı döl hücresi olan sperm ile birleşmesi gereklidir. Normalde bu olay kadının yumurtalık kanalında (fallop kanalında) meydana gelir ve döllenme (fertilizasyon) adı verilir. Yumurta ve spermin karşılaşması ve döllenen yumurtanın rahime ulaşabilmesi için fallop kanallarının açık ve sağlıklı olması gerekir.

 

 

Kısırlığa neden olan beslenme faktörleri 

  • Çok zayıflık veya şişmanlık
  • Yemek yeme davranış bozukluğu
  • Vejetaryenlik
  • Besin gruplarından en az bir gruba beslenmede yer vermemek
  • Aşırı egzersiz yapmak
  • Öğün atlamak
  • Çok fazla stresli bir hayata sahip olmak
  • Popüler diyetleri sık uygulayarak aşırı kilo verip yeniden fazlasını almak

Düşük kalorili beslenmek kısırlık için risk faktörüdür.

Özellikle erkeklerin düşük kalorili beslendiklerinde seks yapma yeteneklerinde azalma, sperm hareketliliğinde ise düşüklük olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Özellikle popüler diyetlerde birçok besin grubunun diyetten çıkarılmasının bu fiziksel oluşumu yapabileceği yönünde bilim uzmanları ortak görüş belirtmektedirler. Kilo kaybı nedeniyle ya da yaşam tarzı olarak düşük kalorili beslenmeyi felsefe edinen erkekleri bekleyen en önemli sorunlardan biri kısırlıktır. Özellikle son yıllarda uygulanan Atkins diyeti, Makrobiyotik diyet, South Beach diyeti, Çok düşük kalorili zayıflama diyetleri ile kilo verenlerde kısırlığın kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. Kalitesiz kilo kaybı ile erkeklerde testosteron kadınlarda östrojen hormonu düzeyinde düşüklük olurken, erkeklerde % 25 oranında kilo vermeye bağlı sperm sayısında ve kalitesinde düşüklük görülmektedir.

Aşırı egzersiz özellikle kadınlarda FSH (foliküle stimule edici hormon), LH (lutein hormon) ve östrojen düzeyinde azalmaya neden olurken, erkeklerde testosteron düzeyinde baskılayarak sperm üretimini azaltmaktadır.

Yoga günde 30 ile 60 dakika arasında yapılırsa endorfin hormonunu arttırarak kısırlıktan koruduğu bildirilmiştir. Bu nedenle günde 50 dk yapılacak olan yoga yaşam kalitenizi yükseltecek ve üreme fonksiyonlarının devamlılığına olumlu etki gösterecektir.

Posa: Bütün diyetlerde diyet posası (lifi) alımı önerilmektedir. Ancak yapılan çalışmalar aşırı posa alımının günde 25 g’ın üzerinde, kadınlarda ilk önce düzensiz regl siklüslarına daha sonra da adetten kesilmeye neden olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır.

Soya proteini kalp sağlığı açısından, kanseri koruması açısından sıklıkla tüketen bireyleri bekleyen tehlikeli durum kısırlıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar günde 20-200 g kadar düzenli soya fasulyesi tüketen bireylerde adette gecikme, kan östrojen ve progesteron hormon düzeyinde azalma olduğu bildirilmektedir.

Kafein alımı: Günde 4 fincan kahve içimi ile >500 mg kafein alımına neden olmaktadır. Günde 500 mg’ın üzerinde alınan kafein kadınlarda östrojen düzeyinde azalmaya ve böylece yumurtanın kalitesizliğine daha da önemlisi yumurtlamamaya neden olmaktadır.

Alkolün gizli bir tehlike olduğunu çalışmalar desteklemektedir. Özellikle düzenli alkol alımı ile erkeklerde testislerde toksik etki yaratmaktadır. Buna ek olarak ereksiyon kaybı, sperm sayısında ve kalitesinde azalma gözlenecek en önemli sorundur.

Sigara: Sigara kullanımı ile erkekde sperm üretiminde azalma, kadında yumurtanın kalitesinde ciddi hasarlar meydana gelmektedir.

Buna ek olarak düşük miktarda diyetle alınan demir, çinko, B 12 vitamini ve düşük kaliteli protein kaynakları kısırlık için zemin hazırlamaktadır.

Beden Kitle İndeksi 18,5 ile 24,9 arasında olmak koruyucu iken 18,5 in altında olmak çocuk sahibi olmayı engelleyen bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Erkeklerde Beden Kitle İndeksi arttıkça testosteron düzeyinde azalma olduğu bildirilmektedir.

 

Sağlıklı günler…



Bir Cevap Yazın